Costa Gavras

Costa Gavras, sokak hareketlerinin doruğa ulaştığı 1960’lı yıllarda film çekmeye başlamış, genellikle filmlerinde sokak hareketlerini konu almıştır. Yetmişli yıllarda da, hem sokaklar hem Gavras’ın filmleri aynı politik bağlama sahiptir: İki kutuplu dünya ekseni, sosyalizm/işçi sınıfı hareketleri, kapitalizm/faşizm ekseni. Tematik açıdan, iktidar, faşizm, örgütlenme dinamikleri, askeri darbeler, sol hareketlerin iç dinamikleri gibi konular filmlerin temel eksenini oluştururken, estetik açıdan müziği ve temposu yoğun, özdeşleşme ve nefret etme yönelimleri yüksek, insanların hemen sokağa çıkıp bir şey yapmasını talep eden veya onları bu yönde kışkırtan filmler çekmiştir. Daha sonra sokak hareketleri ve dünya çapında sol düşüşe geçip, Sovyetler Birliği’nin çözülüp Üçüncü Dünya hareketlerinin elemine olduğu dönemde, yani,  kapitalist ekonomik modelin alternatifsiz etiketiyle sunumuna henüz başlandığı yıllarda Gavras sinemasında da önemli yön değişimi gerçekleşmiştir.   
Gavras artık mücadele içinde çatışan insanları ve değerleri değil, alternatifsiz kapitalizmin saçmalıklarını ve açmazlarını göstermeye başlamıştır.

Gavras bu yeni dönemine  John Travolta, Dustin Hoffman gibi yıldızların oynadığı Çılgın Şehir’le başlamış, kapitalizmin, din ile girdiği ahlaksız ilişkiyi gösterdiği Amin filmiyle devam etmiştir. Üst düzey niteliklere sahip bir CEO’nun, iş bulabilmek için meslektaşlarını öldürmek zorunda kaldığı bir seri katil kara komedisi olan Ölümcül Çözüm’ü çekmiştir. Üç yıl önce Avrupa’daki göçmen sorununu ele alan Cennet Batıda’nın hemen ardındansa, Stephane Osmont’un romanından uyarladığı Kapital’i çekmiştir. Paranın, günümüzde ne anlama geldiğini ve nasıl bir dolaşıma sahip olduğunu anlatan bir filmdir. Daha ilk sahnesinde erkelik sembolü ‘testis’le kapitalizm arasında ilişki kurar ve testis kanseri olduğunu yönetim kurulundan gizleyen Phenix Bankası yönetim kurulu başkanının, tüm yönetim kurulu ile birlikte golf oynarlarken, testislerine ani bir kramp girmesi ve görevinden ayrılmak zorunda kalmasıyla açılır. Yıpranmış eski başkan yerine ise hırslı, genç, testisleri yıpranmamış yeni başkan geçer. Filmin esas öyküsü bu yeni başkan Tourneuil’in yönetim kurulu başkanlığı serüvenidir. Bu süreçte, Tourneuil’in yönettiği Phenix şirketi, iktisat lisans programlarında okutulan temel iktisadi hareketlerin birçoğunu gerçekleştirir: Büyüme, birleşme, kar, zarar, spekülasyon vb. Bunun yanı sıra seyirci iktisat bölümlerinde pek okutulmayan birçok şeye de şahit olur: İşten çıkarma, ikiyüzlülük, sömürü, çocuksu oyunlar, şizofreni, gizli anlaşmalar, kredi derecelendirme vb. kurumların ve şirketlerin mafyavari kuralları vb. Tüm bunlar sermayenin, paranın çevresinde döner, para bir şey almaya yarayan, kullanım değeri olan bir şeyden çok toplumsal prestiji ve saygıyı satın alır. Yetişkin çocuklar kapitalizmin göbeğinde prestijcilik oyunu oynamaktadır. Tabi ki aşk da alış-veriş konusudur; kapital ‘şey’leştirmektedir.
Olay örgüsü hayli yoğun ve karmaşık olan Kapital yönetmenin final sahnesiyle özetleniyor, yeni Robin Hood ahlakıyla: formül basit, hatta çocuksudur: Fakirden alıp zengine vermek.
    Blogger Yorumlar

0 yorum :

Yorum Gönder